REŞAT ATALIK
REŞAT ATALIK’IN YAŞAMI VE SANATI;
Mantıkçı, filozof ve matematikçi olması nedeniyle birkaç sayfada anlatılabilmesi mümkün değildir. Akademik çalışmaları yanında, çok sayıda belgeleri, anıları, yazıları, fotoğraf ve eskizleri mevcuttur. Burada yazılanlar sadece bilgilendirme amaçlı olup, kısa ve öz olarak hazırlanmıştır. İlerde tam teferruatlı bir “Reşat ATALIK kitabı” yapılması en büyük arzumuzdur. Böylece deha sayılabilecek bir sanatçının, Türk Resim Sanatı Tarihinde hakkı olan, özel yerini almış olur.
SANATÇI ve SANATI
Reşat ATALIK, 1935 yılında İstanbul’da doğmuştur. Resim sevgisi, okul öncesi başlamış ilk resim derslerini, ressam olan ağabeyinden almıştır. İlk, orta ve lisede fen bölümünü birincilikle bitirmiş, özellikle lisede resim hocası Şeref AKDİK bu genç öğrencisinin yeteneğini keşfederek onunla yakından ilgilenmiş ayrıca bir portresini yaparak hediye etmiştir.
1955-1956 yılı Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Resim bölümü sınavlarında ilk beş arasına girerek akademi hayatına başlamıştır. Eğitiminin birinci yılında Halil Dikmen’in öğrencisi olmuş, sonraki yıl Cemal TOLLU atölyesine geçmiştir.
Öğrenciliği döneminde, girdiği yarışmalarda birincilikler kazanmış ve 12 kadar eseri akademi tarafından satın alınmıştır.
1959 yılında Akademiyi birincilikle bitirmiş, mezuniyet yarışmasında 26 eseri sergilenmiştir.
1959 Uluslararası 1. Paris Bienaline seçilerek ülkemizi temsilen katılmış, ayrıca 1959 Uluslararası Sao Paolo Bienaline katılmak üzere 2 büyük eseri seçilmiştir.
1960 yılında yapılan Uluslararası Guggenheim Konkuruna katılarak ülkemizi temsil etmiş ve New York’taki Award Müzesine en genç sanatçı olarak girmiştir. Yine aynı yıl Uluslararası Tunus sergisinde dikkat çekmiş, sanatçı ve ülkemiz lehine çıkan yazı üzerine Kültür Bakanlığımız sanatçıya teşekkür belgesi göndermiş, yine o yıllarda ünlü ressam, yazar Celal Esat ARSEVEN’in Türk Sanat Tarihi kitabında adına yer verilmiştir.
1961 Uluslararası Paris bienalinde 13 ülkenin katıldığı “Ortadoğu Resim Sanatı Ödülü” ile Unesco Gençlik Teşkilatının verdiği ödülü almak üzere Paris’e davet edilmiş, bu sırada Milli Eğitim Bakanlığı’nın akademi birincileri arasında açtığı geleneksel Paris konkurunu da birincilikle kazanarak Paris’e yerleşmiştir.
1962 yılında “Şeytanlar ve Güzel Sanatlar” adlı eseriyle katıldığı Devlet Sergisinde “Devlet Ödülü” kazanmış ve bu eseri İstanbul Resim Heykel Müzesine alınmıştır.
Paris ‘te bir yandan sanatta uzmanlık ve doktorasını yaparken “L.Ecole N.Superieure des Beaux Arts’ ta ünlü hoca M.Brianchon’un öğrencisi olmuştur. Louvre Müzesindeki ünlü İtalyan ressam ve matematikçi Paolo Ucello’ ya ait “ San Romano Savaşı” isimli eserin 180 x 315 cm. ölçülü bir kopyasını yapmış, bu tabloyu gören Müze Conservatrice’i aynı zamanda sanat otorıtesi olan Mme.Adheamar sanatçı ile yakinen ilgilenmiş ve müzede, Chardin ‘den bir eserin kopya çalışmasını yapan P. Picasso ile de tanıştırmak istemiştir.
Paris Akademisinde bir süre Burin tekniği ile gravürler yapmış, M. Comille ve Cueteau gibi gravürcülerle çalışmıştır. Özellikle yaz aylarında çeşitli Avrupa şehirlerine yaptığı seyahatlerdeki çalışmalarıyla sanat formasyonunu geliştirmiştir.
Yurda dönüşünde İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi’ne atanmıştır. 1967 yılı Devlet Sergisinde “Mühim olan hangisi iç mi, dış mı?” adlı eseriyle “Devlet Birincilik Ödülü” nü kazanmıştır. Daha sonra 1967 Uluslararası 9. Sao Paolo Bienaline katılarak ülkemizi temsil etmiştir.
İsviçre ve Avusturya’daki sanat merkezlerinde uzun etütler yapmıştır. 1973 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinde hocalık kariyeri başlamış ve çok sayıda başarılı öğrenci yetiştirmiştir.
1976-1977 yıllarına Devlet jürilerinde otorite olarak bulunmuş, yine aynı yıl Unesco bünyesindeki Uluslararası Plastik Sanatlar Milli Komitesine Re animatör (insan doğasının ve yaşam sonunun gizemini çözmeye zorlayan deneyler, insan yaşamını yaratmanın sırrının keşfi için yapılan deneyler) ve kurucu üye olmuştur. 1979 yılında Almanya’nın Stuttgart şehrindeki 9.Dünya Plastik Sanatlar Kongresine ülkemizi temsilen davet edilmiştir. 1981 yılında öğretim üyesi olarak verilen bir akademik bursla yeniden Paris’e gidip bağlantılarını güncellemiştir.
1983 yılında Finlandiya’nın Helsinki şehrinde yapılan 10. Dünya Plastik Sanatlar Kongresine ismen davet edilmiştir. 2006 yılında Paris’te “Peintres de la Verite et le groupe de la Divine Proportion (Hakikatin Ressamları ve Tanrısal Oran) adlı gurubun kurucusu olmuştur.
Gerek katılımı seçimle olan, Bienal, Trienal, Kongre, Sergi, Yarışma gibi çeşitli Uluslararası sanat oluşumları kapsamında, gerkse “Jeune peinture”, “Cigars”, “Arts Turc d’aujourd’hui” gibi hepsi de başka jürilerce seçilen gurup sergileri dahilindeki eserleri, Sao Paolo, New York, Paris, Bruxelles, Berlin, Roma, Viyana gibi önemli sanat merkezlerinde oldukça geniş bir yelpazede sergilenmiştir.
Reşat ATALIK, henüz Akademi öğrencisiyken bile dünyada gelmiş geçmiş büyük ressamların kompozisyonlarının temel unsurlarını, (armoni, ritm, valör gibi) araştırmıştır. Geometriyi kullanarak desen ve form ile yapılan her şeyi mantık alt yapısı ile bağlantı kurarak sanatın gerçeğini aramış ve bu gerçek kutsal ruhu işaret eder niteliktedir.
Sanatçı 1973 yılından itibaren Akademi Hocalığı ve eser üretmenin yanı sıra, sayılar ve bütünler teorileri, daha da eski davranış bilimleri, filozofik içerikli konular arasında matematikçilerin dünyasına da dalmıştır. Albercht Dürer’den bu yana resim sanatına dünya çapında bazı yenilikler getirmiştir. Bunlar içerisinden, en önemlisi sınıfsal olarak en kaliteli kompozisyonu oluşturmak, sayı çiftlerinde denge içinde denge esasına dayalı orta frekans akımlar, 2 veya 3 orta frekans akımın enterferansiyel veya üst üste binişmesine dayanan krallara layık kurgular oluşturarak, gerçekte olmayıp var sanılan, var diye düşünülen bir sihir, bir büyü içinde en az eylem ilkesini oluşturmak gibi yenilikleri sayabiliriz.
Sanatçı, 2003 yılında üniversite hocalığını bıraktıktan sonra çalışmalarını üst düzeyde bilgi birikimi gerektiren “Theorie des Ensebles” (Bütünler Teorisi) üzerine yoğunlaştırıp, 2006’da simgelerle birlikte fransızca bir önsöz statü deklerasyon yayınlayarak sonuçlandırmıştır. Bu deklerasyon, bugüne kadar dünyada yayınlanmış 5-6 önemli “Bütünler Teorisi” nden biri olup önümüzdeki yüzyılı etkileyeceği gibi çağdaş sanatı da etkileyecek niteliktedir.
“Gerçeğin Ressamları ve Tanrısal Oran” adlı gurubun kurucusu olan Reşat ATALIK bir bilim adamı gibi “Tanrısal Oran” nosyonunu gerçekte olmayıp olduğunu düşündüren gücü ve mükemmelliği ile tüm doğaya ilahi kanunu taşırken doğadaki dejenere gidişi de yok ettiğini söylemekte ve burada açısını istediğiniz şekilde belirleyebileceğiniz kolay kuruluma sahip dilediğiniz yerde kullanabileceğiniz “Dodecaedre” i belirlemektedir. Çünkü bu sembol Pisagor’dan beri, yaradılıştaki evrensel ahengin matematik, felsefe ve mantıkla “benzeşim” ilkesinin gerçekle bir araya getirilmesinde en güçlü simge olarak kabul edilmiştir. Burada önemle belirtilmelidir ki güzel sanatların tümü Pisagor felsefesinin “Kutsal Sayılara” bağlı özellikler üzerine kurulmuştur.
Pisagor bunu aklın formüle ettiği deyişle “Tout est arrange d’apres les nombres” Herşey sayılara bağlı olarak düzenlenir diye dile getirmiştir.
Ressamların alt yapıda saklı geometrik ebatlarla oluşan, bağlantılarını kuran benzeşim ve paralellik, Batı teozofisi bir yandan, kült gelenekler diğer yandan, doğu gelenekleri üzerine kurulmuş ezoterik (içe yönelik ileti) bilgilerden de yararlanan felsefi sistem ve bu sistemin değerlendirilmesini sağlayan geometrik (charpente) estetik, güzellik, felsefe, ışık, gölge dengesi içindeki değerleriyle derinlik kazanan “pıctural” kalitesi ile başarılı olan eserler “Hyperplan” , Öklid uzayında kesişim olarak ifade edilen aşırı düzlemi meydana getirir.
Bu kısa özet bilgi bize hayatın sırlarını anlatmakta yararlı olacağı gibi Resim Sanatında özellikle Rönesans eserlerini analiz edip incelikli bir şekilde değerlendirmemizi sağlayacaktır.
Son olarak Reşat ATALIK bizim, Türk Sanatı olarak yaşayamadığımız Rönesans döneminin bir ustası olarak karşımıza çıkmıştır.
Loading....