NEZİR LEONARD KORKMAZ / SANATÇI - RESSAM
1954 yılında Türkiye'nin doğusundaki küçük bir köyde eski adı Hirit olan Düzköy'de doğdum. Orta okul ve liseyi TATVAN'da okudum. İlk kişisel sergimi 1968 yılında henüz ortaokul öğrencisiyken VAN HALK EĞİTİM Merkezinde açtım. Liseyi bitirinceye kadar ANKARA ve İSTANBUL'da 11 kişisel sergi açtım.
İstanbul'da, MSGSNde Neşat Günal atölyesinde, daha sonra VİYANA Güzel Sanatlar Akademisinde okudum.
Venedik, Floransa, Duesseldorf ve Paris'te sanat eğitimime devam ettim. 40 yıldan beri Fransa'da yaşıyorum. Türk ve Fransız vatandaşıyım.
Dünyaca tanınmış bir çok sanatçıyla çalıştım: Prof. R. Hausner, Ernst Fuchs, Prof. W. Hutter ve dünyada tek Oscar ödüllü olan R.H. GİGER bunlardan bazıları...
Türkiye'de, Fransa'da, pek çok Avrupa ülkesinde ve ABD' de (New York - San Fransısco) onlarca kişisel sergi açtım, pek çok karma sergiye katıldım ve birçok prestijli ödül aldım. (Academi Art Contemporen International - Belçika -Altın madalya / titre chevalier, ve kupalar) 2017' de İstanbul'da açtığım bir sergide yılın en iyi Türk ressamı unvanı aldım.)
SANAT FELSEFEM
Sanatımı kısaca şöyle açıklayabilirim: Özünde "İnsan ve Teknoloji" olan bir görsel konsept. Sanat felsefemi zamanın ruhuna uygun düşen insan portreleri etrafında geliştirdim.
Ben İnsanı, "Hybrid” denebilecek derecede kendi yarattığı teknolojilerle kaynaşmış ve adeta aralarında ayrım çizgisi ortadan kalkmış, teknoloji bağımlısı "Bio-mekanik" bir varlık gibi görüyor ve öyle çiziyorum.
Teknoloji çoktandır altıncı hissimiz, üçüncü elimiz, ayaklarımız, kanatlarımız, gözlerimiz haline geldi hatta bazı belirli görevler için beynimizin bile önüne geçti. Günümüzde sık sık duyduğumuz ve vaz geçemediğimiz yapay zekâ, bunun en bariz örneği.
1972' den beri henüz yapay zekânın ve bioteknolojinin pek sözü edilmezken ben çalışmalarımda yeni yüzler yaratıyor, bugün yaptıklarımı yapıyordum. Ben İnsanı geçmişiyle, kültürel ve teknolojik miraslarıyla bir bütün olarak algılıyorum.
İlerlememizi simgeleyen teknolojiler çoğu zaman çevre ve doğa dengeleriyle ters düştüğü için doğal olarak korku ve güvensizlik duygularını da beraberinde getiriyor. Sevinçleri ve korkuları olan insanlar! Ama aynı zamanda sevgili doğamızın kırılgan dengesi üzerindeki pozitif çok kapsamlı ve maalesef çoğu zaman da olumsuz bir modernleşmenin sebep olduğu kaçınılmaz sonuçları, kaygıları ve korkuları yaşayarak görüyorum.
Portrelerimin arkasında işte bütün bu olumsuzlukları, savaş çığlıklarını, her türlü bilgi ve yaşamı saklıyorum. Nefes alan ama her şeyden önce İNSAN olarak kalan Makine - Adamlar, Evet ben insanlara benzeyen robotlar değil, her geçen gün robotlara daha çok benzeyen çağın ruhuna uygun insanlar çiziyorum!
Renklerimi VAN GÖLÜ’ nün eşsiz maviliklerinden ve çeliğin yansıması diyebileceğimiz nüanslarından alıyorum.
Loading....